Doğa içinde, doğa ile uyumlu bir yaşam özlemi ile seneler içinde geliştirdiğimiz düşüncelerimiz ve sürdürdüğümüz araştırmalarımız ve yörenin en az doğası kadar zengin tarihi, arkeolojisi ve sosyal kültürüne olan ilgimiz bizi destanların yazıldığı Çanakkale bölgesinde bulunan Kaz dağlarına kadar getirdi.
Yörenin havası, rüzgarı, yaşamı mutlu kılan ve bereketi karşısında etkilenmemek mümkün değil, zengin tarihini oluşturan uygarlıklar ise bin yıllar boyunca yerleşim yeri olarak tercihinin en güzel kanıtı. Homeros, kuzey sınırını Kaz Dağları’ nın, güney sınırını Datça yarımadasının, batı sınırını Ege Denizi’ nin oluşturduğu ve doğu Ege ile tamamlanan bu dar dikdörtgen “dünyanın nefes aldığı pencere” olarak tanımlanmıştır.
İşte Troya Doğal Yaşam Çiftliği’de bu zengin kültürel geleneği sürdürerek ve doğanın döngüleri içine girerek yaşamak istiyoruz. Ocak 2018’ da satın aldığımız parseller üzerinde gerçekleştirmek istediğimiz tasarımın bugünden çok yarına, geleceğe yönelik olduğunun bilincindeyiz. Amacımız, her nesil kendi katkılarıyla bu cennetten emanet bahçeyi bir sonrakine teslim etsin ve bereket ekip bolluk biçsin.