Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen
yeni düzenleme kapsamında evli çiftlerin eşlerinin izni olmadan evlerini
satmaları engellendi. Aile konutu şerhi ile evli çiftlerin birlikte yaşadığı
konutların tapuları bir kişinin değil, ailenin üzerine kayıtlı oluyor.





Yargıtay 12’nci Hukuk Dairesi, eşinden habersiz bir
arkadaşının borcu için kefil olan kişinin kefilliğinin geçersiz olduğuna karar
verdi.





Geçtiğimiz hafta çıkan kararda şu açıklamalar kullanıldı:
“Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal
olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil
olabilir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması
anında verilmiş olması şarttır. Taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin
kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp
alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir kefalet işlemi dolayısıyla
hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmamaktadır.”





AİLE KONUTU EŞTEN HABERSİZ SATILAMAZ





Gayrimenkul sektöründe aile konutu şerhi düzenlemesinden
önce, eşten rıza almadan evin satılması sadece mahkeme kararıyla
engellenebiliyordu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen
yeni düzenleme kapsamında evli çiftlerin eşlerinin izni olmadan evlerini
satmaları engellendi. Aile konutu şerhi ile evli çiftlerin birlikte yaşadığı
konutların tapuları bir kişinin değil, ailenin üzerine kayıtlı oluyor. Tapu
sahibi eşin anlaşmazlık veya boşanma durumunda ya da keyfi olarak eşinin
muvafakati olmadan konutu satamayacağı ve ipoteğe konu edemeyeceğini
belirtiyor. Tapu şerhi için önce, bağlı olunan muhtarlıktan ailenin o evde
oturduğuna dair ikametgah senedi alınması gerekiyor. Daha sonra evlenme
cüzdanıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü’ne dilekçeyle başvuru yapılması
gerekiyor. Bu işlem için ücret alınmıyor.





İPOTEK İÇİN DE ŞART





Bursa'nın Gemlik ilçesinde bir kişi bankadan kredi aldı ve
teminat için tapusu kendi üzerine olan evini ipotek ettirdi. Borcun ödenmemesi
için banka icra takibi başlattı. Bu kişinin eşi, ipotek edilen evin aile konutu
olduğunu kaydederek, ipoteğin kaldırılmasını istedi. Yerel mahkeme davayı,
bankanın, evin aile konutu olduğunu bildiğinin kanıtlanamadığı nedeniyle
reddetti.





YARGITAY BOZDU





Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi yerel
mahkemenin kararını bozdu. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Aile konutunun maliki
olan eş, konuttaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde ’tek başına’
sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin rızası alınarak yapılabilir.
Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma
hakkını engellemiyorsa da hak sahibi eşin kötü niyetli işlemleriyle konutun
elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası
şarttır.”