Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 75’ini ithal ettiğinin altını çizen Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, “Türkiye mantolamanın ne olduğunu öğrendi, birinci faz tamamlandı. 2019 yılı verimliliğe odaklandığımız, ısı yalıtım kalınlıklarını artırarak tüketiciden yalıtım sektörüne, ülkeden çevreye kadar herkesin kazandığı, ikinci faza geçtiğimiz bir yıl olmalı.





Tüketicilerin daha verimli ısı yalıtım için desteklenmesi gerekiyor” dedi.





Yalıtım her
açıdan hayati bir role sahip





Özgür
Kaan Alioğlu, “
Enerji tüketimimizin
yüzde 35’sini konutlarda kullanıyoruz. Konutlarda tüketilen enerjinin yüzde
70’inden fazlası, ısıtma ve soğutma amaçlı. 2017’de enerji ithalatı için
yaklaşık 37 milyar dolar para harcadık ve ithal ettiğimiz enerjinin %35’ini
yani yaklaşık 13 milyar dolarını konutlarda kullandık. 2018 yılı rakamlarının
da benzer yüzdelerde olacağı öngörülmekte. Türkiye’de yaklaşık 21 milyon
konutun 16 milyona yakınında halen daha ısı yalıtımı yok.





Yalıtım
sektörü, bir çok açıdan hayati önem taşıyor. Hem tüketicilerin daha fazla
enerji tasarrufu yaparak hane ekonomisine pozitif etki yaratması, hem ülkemizin
konutlarda ısıtma-soğutma amaçlı ithal ettiği enerji miktarını düşürmesi
yönünden. Ayrıca enerji kaynaklı cari açık sorunumuzu azaltması ve bu sayede
dışa bağımlılığımızın azalması ile birlikte Milli Güvenlik politikalarımıza da
destek sağlaması, hem de enerji tüketimininin azalması sayesinde salınan karbon
gazları mikarının düşürülmesi ile doğanın korunması açısından yalıtım ülkemiz
için öncelikli konuların başında yer almalı” dedi.





Arz talep
arasında dengesizlik hakim





Alioğlu, “Yalıtımın önemi nedeniyle doğal
olarak sektöre yatırımcı ilgisi yüksek. Ancak ne yazık ki koordinasyonsuz ve
plansız yatırım politikaları sebebiyle şu anda talebin 4 katı kadar fazla arz
oluştuğunu söyleyebiliriz. Arz ve talep arasındaki bu dengesizlik ve aşırı
uçurum sebebiyle de sektörde çok yoğun bir rekabet yaşanmakta. Bu rekabet ilk
bakışta, serbest piyasa koşulları sebebiyle tüketicinin lehine gibi gözükse de,
kontrolsüz üretim ve denetimsiz uygulama ortamında ürün ve hizmet kalitesinde
yol açtığı kalitesizlik ve standart dışılık sebebiyle tüketiciler ve ülkemiz
için büyük bir risk oluşturmakta”





Tüketicilerin daha
verimli ısı yalıtım için desteklenmesi gerekiyor





Sektör olarak kamu nezdindeki çalışmalarımızı özellikle sektör derneklerimiz İZODER ve EPSDER’in öncülüğünde yürütüyoruz diyen Özgür Kaan Alioğlu, “Ülkemizde enerji tasarrufu ve özellikle konutlarda mantolama uygulamaları ile ilgili devlet-sektör işbirliği ile yıllar süren, yoğun, özverili ve çok başarılı çalışmalar yapıldı, yapılmaya da devam ediyor.





Son dönemde, sanayi üretim
maliyelerinin artması ve alım gücünün düşmesi ile tüketicilerin ısı yalıtımı
yatırımına kaynak ayırma konusunda sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Bu noktada beklentimiz, üretimi çeşitli devlet destekleri kapsamında
olan ısı yalıtım ürünlerinin tüketimlerinin de gerekli mevzuat değişiklikleri
ve devlet teşvikleri ile desteklenmesi ve bu sayede tüketicilerin, daha verimli
ısı yalıtım ürünlerini kullanabilmelerinin önünün açılması.





Bir kısmı Ulusal
Enerji Verimliliği Eylem Planı’nda da yer alan, en etkili ve çabuk sonuç
alınabilecek bazı aksiyonları 3 ana gurup altında şu şekilde toparlayabiliriz. Isı Yalıtımı Uygulamalarında Karar Alma ve Hayata
Geçirme Süreçlerini Hızlandıracak Hukuki ve Kanuni Altyapının Düzenlenmesi,
Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Sahipliğinin Teşvik Edilmesi, Isı Yalıtımı
Projeleri için Finansman Modellerinin Geliştirilmesi” dedi.





En çok
hammadde ve enerjiden etkileniyoruz





Özellikle biz EPS’den mamül ısı
yalıtım malzemesi üreticileri için maliyetlerimiz içerisinde hammadde oranı çok
ciddi bir yer tutmakta diyen Austrotherm
Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu
“hammaddelerimizin de hemen hemen
tamamı döviz cinsinde satışı yapılan ürünler. Bir kısmını yurtdışından ithal
ediyoruz, bir kısmını da Türkiye’deki üreticilerden tedarik ediyoruz. Ancak
Türkiye’deki üreticilerden tedarik ettiğimiz ürünler de döviz cinsinden
fiyatlanmakta. Bunun yanında diğer bir önemli gider kalemimiz de enerji. Enerji
fiyatlarındaki döviz kuru bazlı artışlar da anında üretim maliyetlerimizi
etkilemekte. Doğal olarak döviz kurlarındaki artış nerdeyse bire bir oranında
üretim ve ürün maliyetimize yansımakta.





Biz ise bu artışları fiyatlarımıza
kısmen yansıtabiliyoruz. Bu sektörümüze ya da firmamıza has bir sorun değil.
TUIK enflasyon verilerine baktığımızda tüketici enflasyonunun üretici
enflasyonundan çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Artışları yansıtamıyoruz,
çünkü tüketicinin de alım gücünün düşüyor. Sanayicinin üretim maliyetlerindeki
artışı satış fiyatlarına yansıtamaması, kısa vadede kar marjlarının düşürmekte,
ancak bundan daha da önemlisi orta vadede firmaların işletme sermayelerinin
erimesine yol açabilecek seviyelerde karsızlığa yol açma ihtimalini ortaya
çıkarmakta. İçinde bulunduğumuz türbülans ortamından hızla sıyrılmamız için,
sanayi firmalarının bu sürecin sonuna işletme sermayelerini kaybetmeden ve
ayakta kalarak ulaşması çok büyük önem taşımakta” dedi.





Ne
kadar kalın ısı yalıtım levhası, o kadar çok enerji tasarrufu





Alioğlu, “Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik durumun kısa süreli, geçici bir süreç olduğuna inanıyoruz. Türkiye’ye güvenimiz tam. Bu sebeple Austrotherm olarak Türkiye yatırımlarımıza ara vermeden devam etmeyi planlıyoruz. 2019 yılında da ISI YALITIMI ÜLKE KAZANIMI diyerek, verimli ısı yalıtıma, daha kalın ısı yalıtımının sunduğu faydaları anlatmaya odaklanacağız. 





Son on beş yılda, arz talep dengesinin
sağlanabilmesi adına kamu eliyle ciddi yatırımlar yapıldı. Özel sektör
projeleri için de keza aynı durum geçerli. Artan enerji fiyatlarının yalıtım
ihtiyacını daha da artırdığını düşünecek olursak, Türkiye'nin ısı yalıtımıyla
ilgili bir aydınlanma sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Ancak gelişmiş
ülkelerin uzun yıllarda kat ettikleri yolu bizim bir anda alabilmemiz ne yazık
ki o kadar kolay olmuyor. Ülke olarak bu yolculuğun başlarındayız diyebiliriz.
Kamuoyunda ısı yalıtımı ve mantolama bilincinin oluşturulabilmesi konusunda
birinci evreyi tamamladığımızı söyleyebilirim. Artık herkes ısı yalıtımının
öneminin ve sunduğu faydanın farkında.





Şimdi ikinci evreye geçiyoruz. Artık
sektör olarak tüketiciye ve kamuoyuna, üst seviyede verimli mantolama
sistemlerine nasıl sahip olabileceklerini daha yüksek sesle anlatmamız
gerekiyor. Bir mantolama sistemi birçok
komponentten oluşuyor. Ancak asıl işi yapan, yani ısı yalıtımını sağlayan
komponent “Isı Yalıtım Levhası”. Ne kadar kalın ısı yalıtım levhası, o kadar
çok enerji tasarrufu demek. Avrupa’da yaklaşık 12 cm’ler civarında olan
ortalama Isı Yalıtım Levhası kalınlıkları ülkemizde ne yazık ki 4 cm
mertebelerinde. Biz de kalınlık hedeflerimizi artırmalıyız.”