Gayrimenkul sektöründe markalı konut geliştiren firmaların tüketicinin işini daha da kolaylaştırdığını vurgulayan ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, “Alıcıya sunulan hizmet ayrıcalıkları, sosyal imkanlar ve daha güvenli yapıların hayata geçmesiyle birlikte gün geçtikçe markalı gayrimenkule olan ilgi hızla büyüyor. Sağladığı avantajların yanı sıra yatırımcılar tarafından da yoğun ilgi gören markalı gayrimenkuller ikinci el satışlarında da değer kaybetmiyor” dedi.

Atalay sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemlerde markalı konuta olan talepte daha fazla artış yaşanacağını ve markalı konutların büyük şehirlerden küçük şehirlere doğru yayılma trendini göstereceğini öngörüyoruz. Türkiye'de her yıl yaklaşık 600-650 bin adet yeni konut üretiliyor. Bunların yaklaşık yüzde 35’i markalı konut kapsamında değerlendiriliyor. 2017 yılında 1 milyon 409 bin 314 konut satışı gerçekleşti. İstanbul’da toplam konut stokunun yaklaşık % 11 i markalı projelere ulaşmış durumda. Kentsel dönüşüm, şehirleşmeye olan yoğun talep, bu rakamı her geçen gün hızla artarak devam edeceğini tahmin ediyoruz. İstanbul genelinde 5,3 milyon adet konut bulunuyor. Bu rakamın 560 bini markalı konut projelerinden oluşuyor. Bu projelerin bir kısmının inşaatı halen devam etmekte. İstanbul’un yanı sıra diğer büyük şehirlerde de inşası devam eden birçok markalı gayrimenkul projesi görüyoruz. Bu projelerin sadece büyük şehirlere değil diğer küçük şehirlere de yaygınlaşması gerekli. Gerek oturum amaçlı gerekse yatırım amaçlı alınan markalı gayrimenkullerin sağladığı sosyal ve ekonomik avantajlar sebebiyle markasız gayrimenkulden daha hızlı ve daha karlı satıldığını görüyoruz.”

Markalı gayrimenkullerin tanımına da değinen Özhan Atalay, “Çok sayıda tanıtım ve pazarlara girişimleri sonucu bilinirliği artırılmış ve finansal yapısı çok güçlü olan şirketlerin yaptığı gayrimenkuller söz konusu, ancak bu tek başına bir kriter değil” dedi. Atalay, “Markalı bir gayrimenkul ile bilinirliği yüksek bir inşaat şirketi arasında kavramsal olarak ciddi farklar olduğuna, bu farkların başında sürdürülebilir inşaat ve işletme kalitesi, kriterlere uygun teknik şartnameler, yapım standartları ve satış sonrası müşteri ilişkileri ile müşteri hizmetleri geldiğini” sözlerine ekledi.