TMB Başkanı Mithat Yenigün: Türkiye’de 440 bin müteahhit var, bizim üyelerimizin sayısı 120. Herkes müteahhit olmamalı. Teknik ve finansal kapasitesi yeterli olmayan ve ayıplı iş yapan firmaların sektörden ayıklanmasına olanak sağlayacak yasal zemin hazırlanmalı.





Cumhuriyet Gazetesi'nden Şehriban Kıraç'ın Haberine göre Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, ihalelerin şeffaf yapılması ve ihale makamının en az müteahhit kadar bilgili olması gerektiğini anlatarak, “Çünkü ucuz verilen bir iş, iyi iş demek değildir. Sonrası var. Yani bir yol yapıyorsunuz, o yol sağlıksız olursa tekrar yapılması gerekiyor.









O tekrarındaki maddi hataları, kazaları düşünün. Yapabilen yapsın, yapamayan dökülürse dökülsün. Bir kere, veriyorsan, istediğin kaliteyi sağlamazsa hiç acımayacaksın. Ben müteahhitim diye, kim olursa olsun müteahhit kollansın diye bir şey olmaz” dedi.





Konut sektörünün şu anda kötü durumda olduğunu ve 1 milyon
200 bin civarında stoğun varlığından söz eden TMB Başkanı Mithat Yenigün ile
konut ve müteahhitlik sektörünü konuştuk.





2019’un ikinci çeyreğinde inşaat sektöründe yüzde 12.7’lik
bir daralma var. Sektörle ilgili genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?





- Sektörü üçe ayırıyorum. Dış müteahhitlik, devlet
müteahhitliği ve konut sektörü. Kamuoyunda inşaat denince akla hep konut
geliyor. Maalesef konut da şu anda kötü durumda. Dünyadaki şartların değişmesi,
Türkiye ekonomisinin daralması, dövizdeki dengesizlik nedeniyle insanlar
tedbiren parada kalmayı tercih ettiler. Çünkü ne olacağı belli değil. Talep
azalması nedeniyle bir duraklama var. Eğer dünyada ve Türkiye’de ekonomi
normale gelirse, güven artarsa, konut stokları da erir. Şuanda 1 milyon 200 bin
civarında stok var.





Faizler düşürüldü, o iyi bir işaret. Ben çok kötümser değilim.





Evet bu sene iyi değil. Sektör gittikçe daraldı. Satış
olmayınca insanlar doğal olarak yeni bir yatırıma girmiyorlar. Fakat isterim
ki, bir planlama yapalım. Üç yıl sonra birdenbire konut açığı olduğunda bu
sefer de spekülatif rakamlar konuşulmasın. Bir planlama yapılsaydı şimdi bu
sorunlar yaşamayacaktık. Türkiye’de 20 milyon konut var, deprem gerçeğimiz var
ve 7 milyonunun yenilenmesi gerekiyor.





Ama konuttaki stoklar ağırlıklı olarak markalı projelerde değil mi?





- Hepsinde var. Ama onlar göz önünde isimler olduğu için
onların sıkıntıları daha çok konuşulur hale geliyor. Herkesin adına konuşamam
ama, planlı programlı yapılsaydı... Devlet ve sektör beraber hareket edersek,
buraya gelmezdik. Önümüzü görüp, 5 yılın, 10 yılın planlamasını yapmamız
gerekir. Sıkıntılar var ama giderilmeyecek sıkıntılar değil. Bir takım
formüller konuşuluyor. TMB’nin de bir çok büyük firması konutta. O anlamda biz
de sessiz kalamıyoruz ve biz de çözüm arayışındayız. Çünkü sonuçta Türkiye’nin
bir sorunu.





Sorunu çözmeliyiz





Son dönemlerde bitirilmeyen konutlar, kentsel dönüşüm
kapsamında kira yardımlarının yatırılmamısı gibi çok fazla şikayet var, bu
sektörde binlerce meğdur var, ne diyeceksiniz?





- Bundan sonra böyle bir ortamın oluşmaması için planlı
çalışalım. İşi hak eden alsın, hak etmiyorsa almasın. Müteahhitlikte de aynı
sıkıntılarımız var. Türkiye’de 440 bin müteahhit var TMB’nin üye sayısı
120’dir. Ama üyelerimiz Türkiye’de yapılan işlerin yüzde 70’ini, yurtdışına
yapılan işlerin yüzde 90’ını yapıyor. O nedenle öncelikle müteahhitlik
tanımının yapılması lazım, yeni kanun çıktı. Sorunu çözmek lazım. Mesela ben
yanlış beslenmeden kanser oldum diyelim, ne hali varsa görsün demiyor ki
doktor. Yaşatmaya çalışıyor. Eğer, çok tahrip etmişse kendini, o zaman Allah
rahmet eylesin diyeceğiz. Beraberce çözümler konuşmamız gerekiyor. “Sen habire
dağa taşa konut yap, ondan sonra gel parayı devlet versin” değil benim dediğim.
Yapamayan batsın. Zaten şikayetçiyim ondan, herkes müteahhit olmamalı. 10
maddelik İnşaat Sektörü Bildirgemiz var, orada şu ibare var; yapı müteahhidi
tanımı belirlenmeli. Teknik ve finansal kapasitesi yeterli olmayan ve ayıplı iş
yapan firmaların sektörden ayıklanmasına olanak sağlayacak yasal zemin
hazırlanmalı. Yap-sat sektörü mevcut denetimsiz işleyişinden kurtarılmalı.
Herkese müteahhitlik imkânı verilmiş. Bir doktora, bir dişçiye gittiğiniz
zaman, eğer belgesi yoksa, sertifikası yoksa çalışmasına izin verir misiniz?
Müteahhitte öyle bir şey yok maalesef.





Kamu vicdanı zedelenmemeli





Son yıllarda yapılan mega projelerin hükümete yakın
firmalara verildiğine dair bir algı var, ihaleler gerçekten hak edene veriliyor
mu?





- İhaleler şeffaf yapılsın, ehline verilsin diyoruz. Kamu
vicdanını zedeleyecek kararlar almamak lazım. Özel kurumlara, özel sektörlere
de yetki ve sorumluluk verilsin. Yani Kanarya Sevenler Derneği olmayalım. Çünkü
biz de sonuçta eğer bir iş yapıyorsak, o işin sorumluluğunu taşımamız lazım.





Karayollarında bir konuşma yaptım İhale makamının en az
müteahhit kadar bilgili olması gerekiyor ki doğru değerlendirme yapsın. Çünkü
ucuz verilen bir iş, iyi iş demek değildir. Sonrası var. Yani bir yol
yapıyorsunuz, o yol sağlıksız olursa tekrar yapılması gerekiyor. O tekrarındaki
maddi hataları, kazaları düşünün. Yapabilen yapsın, yapamayan dökülürse
dökülsün. Bir kere, veriyorsan, istediğin kaliteyi sağlamazsa hiç
acımayacaksın. Ben müteahhitim diye, kim olursa olsun müteahhit kollansın diye
bir şey olmaz. Müteahhitler de, müteahhitlik sektörü de düzgün olması için
sektör bilgirgemiz uygulanmalı. O zaman hiç kimseye ayrıcalık olmaz.





Çarpık şehirleşme ile ilgili olarak müteahhitler olarak hiç
özeleştiri yapıyor musunuz?





- Tabii. Master plan yapılmış olması ve o binanın
değişmemesi. Parsel bazında değişiklik yapılmaması lazım. Çünkü master plan
bittiyse artık, kimsenin elleyememesi gerekir. Mesela yollar otopark haline
gelmiş durumda. Senin şu kadar dairen varsa, o kadar da otopark mecburiyetin
var. Sokaklar çift taraflı park halinde oluyor, geçemiyoruz. Yarın ambulans
gelse nasıl geçecek? Yangın olsa nasıl geçecek peki? Onların hepsi master plan
dahilinde yapılması gerekiyor.





Müteahhitler çok az gözlü davranmadı mı bu süreçte, hep daha
fazla kazanayım anlayışı hakim değil mi?





- İmar mevzuatı yeniden ele alınmalı. Dikey yapılaşma
tercihleri tarihi ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmeli, imar
değişikliği uygulamaları, kamuoyu vicdanını zedeleyen kişilere özel
değerlendirmelerden arındırılmalı. Herkesin kayıt altına alınması lazım. Kaçak
çıkamaması gerekiyor.





İnşaat sektörünün önü açık. Ama doğru insana yaptırmak
lızım. Doğru işler yaptıklarını denetlemek lazım. Ben kendi firmamda diyorum
ki, betona çocuğunuz gibi bakın. Beton kötüyse, taşıyıcılığı zayıflar, o zaman
altında kalma tehlikesi artar.





Yurtdışında neler yapıyorsunuz?





- Yurtdışı müteahhitlik kapasitemiz iyi. Dünyaca, marka
haline gelmişiz. ENR dergisinin dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi
listesinde 11 yıldır Çin’den sonra ikinci sıradayız. Fakat ciromuz az, onu
yükseltmemiz gerekiyor. Ciromuz 20-22 milyar dolar civarında. Bizim 50 milyar
doları bulmamız gerekiyor. Onun için daha büyük firmaların yurtdışına
birleşerek gitmesi gerekiyor. Maalesef zayıf tarafımız yurtdışında birbirimizle
yarışıyoruz.





Şeffaflık şart





Kamu İhale Kanunu’nun şeffaf olmadığına dönük
eleştirileriniz hala sürüyor mu?





- Şeffaf ihale yapılsın diyoruz, işin ehline verilmesi
lazım. Ehil demek, illa ucuz verecek demek değil. Hatta ucuz vereni ben
şüpheyle karşılarım yani bir taşeron para teklifi verdiği zaman ucuz verdiyse
oradan irdeliyorum, niye bana ucuz veriyor? Devletin de aynı şeyi yapması
lazım. Temel sorun hala aşırı düşük teklifler. Bunun sonuçları da bitmeyen,
pahalıya mal olan işler, kalitesiz yapılar, ödenmeyen SGK primleri ve iş
kazaları olmakta.





Geciktikçe kangrenleşiyor





Yarım kalan, teslim edilmeyen konutlar sorunu çözülmezse bir
sosyal patlama olur mu?





- Bence çözülmemesi söz konusu değil. Ama mümkün olduğu
kadar hızlı, mantıklı karar almalıyız. Geciktikçe bu sorun kangren haline
geliyor. Örneğin kentsel dönüşüm kapsamındaki Fikirtepe’de, firma gecikince ne yapıyor?
Kirayı ödemeyerek başlıyor yanlış yapmaya. İlerleyemiyor, ilerleyemeyince
satamıyor. Böyle bir girdaba giriliyor. Onun için çözüm için hepimiz
uğraşıyoruz. Çözeceğiz ama her kararda olduğu gibi çözüm ne kadar gecikirse
tahribatı o kadar fazla olur.





Yabancı dövizi soruyor





Yurtdışında çok iş yapıyorsunuz, yabancılar Türkiye ile
ilgili en çok neleri soruyor?





Şu anda en çok merak edilen konu “döviz ne olacak”? Son 1
senedir maalesef dövizin nereye gideceği belli değil.





Faizler düştü, yatırım yapacak ortam var mı?





- Konut için değil bence. Türkiye stratejik bir noktada,
yatırımın yeri var, yeter ki ortam müsait olsun. Yabancı sermaye de gelir.
Yatırımcı, “Ben gelirsem emin ellerde olacağım, hakkımı hukukla arayabileceğim”
derse gelir. Ama şimdi dünyada da bir belirsizlik var, Türkiye’ye de haksızlık
etmemek gerekiyor. Konut ihtiyacı var ama insanlar güven duyacak ki parayı
gayrimenkule çevirsin.





Hedefinizde yeni ülkeler ve projeler olacak mı?





- Geçen haftalarda Japonya’da Afrika Zirvesi düzenlendi. Japonlarla
üçüncü ülkelerde yatırımları düşünüyoruz. Japonya gündemimize aldığımız bir
ülke. Kanada’ya da bizi davet ettiler. Orada arayışlarımız var. Hatta 40 bin de
göçmen alacağız diyorlar.