Bu yıl en çok konuştuğumuz konulardan birisi de gayrimenkul sektöründeki gelişmeler oldu.
Özellikle Ekim 2021’de yükselişe geçen konut fiyatlarının adeta freni tutmayan bir aracın akıbeti gibi meydana getireceği etkiler şu anda piyasada yaşanan durgunluk sonucunu doğurdu. Resmi rakamlara bakılırsa konut satışlarında gerileme devam ediyor.
Hemen hemen herkesin sonuçlarını tahmin ettiği bir döneme girmiş durumdayız. Yatırımdan ziyade oturum odaklı konut arama tercihleri öne çıkıyor. 1 Ekim 2022 tarihinden itibaren seçim atmosferinin kendini iyiden iyiye hissettireceği bir döneme giriyoruz. Bu dönemde gayrimenkul sektöründe gözle görülür bir canlanmanın yaşanacağını bekleyenlerden değilim. Ama yine de en azından yılsonuna doğru bir satış furyası yaşanacaktır.
Özellikle 13 Eylül’de sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağı ‘sosyal konut’ odaklı projeler hamlesinin ardından bazı şirketlerin de katılımıyla başlatılacak konut edindirme kampanyasının piyasaya bir nebze de olsa canlılık getireceği umuluyor.
Buna rağmen artan inşaat maliyetleri, uygulanan yüksek faiz politikaları ve proje azlığından kaynaklı tüketicinin seçme şansının az olması nedeniyle hayal kırıklıklarının yaşanması muhtemel. Zira açıklanacak olan 150 bin civarındaki sosyal konut sayısının ihtiyacın çok altında kalacağını herkes biliyor. Üstelik bu sayı ülke geneli için geçerli.
Oysa sadece İstanbul’daki nitelikli konut açığı sayısı on binlerle telaffuz ediliyor. Bugün itibariyle arsa maliyetlerinden inşaat maliyetine, bankaların faiz kıskacından tüketicinin alım gücünün zayıflamasına kadar birçok faktör bu sürecin eskisi gibi tadında yürümeyeceğini ortaya koyuyor. Bunun üzerine inşaat ruhsatlarındaki azalmayı da eklersek arz ile talep arasındaki dinamiklerin eksi yönde olacağını söyleyebiliriz.
Sözün özü eylül ayında canlanması beklenen emlak piyasası kısmen ertelenen konut alımlarıyla orta şeker günler geçirecek. Seçim yaklaştıkça siyasi belirsizlikten kaynaklı faktörlerle sektörün tekrar dibe vurması da şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu nedenle sektörde çok büyük beklentilere girmeden daha temkinli bir döneme doğru ilerlediğimizi düşünüyorum. Tabi ki seçimlerin psikolojik etkisi ile önümüzdeki 6 ay içinde gayrimenkul yatırımından çıkmak isteyenlerin fiyatlardaki köpüğün giderilmesine katkı sağlayacağını da not edelim.
Bundan sonra daha yüksek fiyatlı konutlar yerine, doğru fiyat ve gerçekçi müşteri dönemine doğru yol aldığımızı da belirterek hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Mehmet CANITATLI
Gazeteci- Akademisyen
Gayrimenkul Portföy Yöneticisi