Sağlığımız için üç beyaz, un, şeker ve tuzdan uzak durmamız gerekir. Masum gibi görünen bu beyazlar aslında sağlığımız için büyük bir tehdit oluşturur.

Emlakta da iş sağlığımızı tehdit eden üç beyaz vardır. Masum görünen bu üç anlayış emlakta bizim sakıncalı üç beyazımızdır. Masum görünen bu üç anlayış emlakta bizim sakıncalı üç beyazımızdır.

1. “Ben olmazsam olmaz!”

Hem iş hayatında hem de özel hayatta sıkça görülen bir durumdur. Satış temelli işlerde ve özellikle emlak işi yapan kişilerde buna çok rastlanır. Satışçıların bazıları bir süre sonra onlar olmadan işlerin yürümeyeceğini hatta işin batacağını düşünürler. ‘Müşterilerim sadece benimle iş yaparlar, onlara iyi hizmeti ancak ben sunabilirim.’ anlayışı zihnine yerleşmiş bir satıcı ya da emlak danışmanı büyük bir yanılgı içinde olduğunu göremez.

1655540824651

Çünkü gerçekte müşteriler bize sadık değildir, temsil ettiğimiz standartlara sadıktırlar. Temsil edilen standartlar yalnızca danışmanın kimliğinden oluşmaz. Danışmanla birlikte onun ait olduğu şirket, o şirketin yöneticisi, oradaki çalışanlar, hizmetin standartları, ürünün kalitesi gibi daha bir çok standart danışmanın temsil ettikleridir. Bunlardan biri ya da bir kaçı eksik olduğunda sadakat de bozulur, müşteri alışverişi de kesilir. Ben olmazsam olmaz diye düşünen bir danışman yüksek egosuyla baş başa felakete doğru sürüklenir. Sizi hasta edebilecek birinci beyaz gibi görünen siyah “Ben olmazsam olmaz!” anlayışıdır.

2. “Ben oldum artık!”

Her şeyi öğrendim, çok iyi biliyorum, yeni bir bilgiye ihtiyacım yok artık, hatta herkes gelsin benden öğrensin anlayışı sizi taze tutmaz, rekabetten geriye düşürür, sıradanlaştırır. Bu durumda başarısızlık garantidir. Oysa bildiğiniz bir şeyi yeniden okumak, izlemek ya da eğitimini almak bile işe yarar, doğru yolda olduğunuzu gösterir, kendinize güveninizi arttırır. Türk emlak sektöründe başarısızların oranı çok yüksektir ve ne tesadüftür ki bu çoğunluğun büyükçe bir bölümü 'ben oldum artık' diye düşünerek öğrenmeye yatırım yapmayanlardır.

Oysa ben oldum diyen, ben öldüm diyordur. Uzak durmanız gereken ikinci beyaz gibi görünen siyah hastalık, yeni bilgilere kendinizi kapatmanız, değişime açık olmamanız ve kaçınılmaz olarak yalnızlaşmanızdır. Sizi hasta edebilecek ikinci beyaz gibi görünen siyah “Ben oldum artık!” anlayışıdır.

3. “Ben şöyleyim, ben böyleyim!”

Bu, yine emlak ve bir çok farklı sektörde satış işinde olanlarda sıkça görünün bir hastalıktır. Kişi dinlemeyi bırakır, sadece konuşur. Konuşmalarında ise sürekli kendini över durur. Hiç kimseyi beğenmez ve taktir etmez. "Akıllı insanlar kendilerini gereğinden çok övenlerden nefret ederler." Pasteur.

Emlakta bu çok rahatsız edici bir durumdur çünkü emlak danışmanı sürekli kendisinden ve başarılarından söz edip durduğundan ilgisi karşısındakinde değil kendindedir. Odağı kendini çok değerli gösterip müşteriyi ikna etmektir. Kendini satıp durduğundan müşterisine pis satıcı gibi görünür. Oysa kimse satıcıdan almak istemez ancak herkes alışveriş etmeye bayılır. Kendisi satıcı gibi gösteren bir emlak danışmanı çekici değil iticidir.

"Müşteri senden satış yapmanı değil, danışmanlık yapmanı bekliyor. Üstelik kartvizitinde emlak satıcısı değil emlak danışmanı yazıyor. Satıcılık yaparsan kimse seni istemez ancak danışmanlık yaparsan satış yaparsın." Hilmi Işıkören

Hayat yolculuğunuzda un, tuz ve şeker gibi sizi hasta edebilecek üç beyazın yanında yukarıdaki üç beyaz gibi görünen üç siyahtan da uzak durmanızı dilerim.

Milyon Cirolar üreten ve tümü kendi işini yapan girişimcilerden oluşan Emlak Profesyonellerine Eğitim ve Mentorluk yaparak yol gösteren deneyimli bir uzmana ulaşmak için:

Emlak Eğitmeni ve Mentoru: Hilmi Işıkören

www.isikoren.com

www.onlineemlakakademi.com

Mail: [email protected]

WhatsApp: 0 532 374 10 70